29 Ocak 2009 Perşembe

Mühim Değil *

Ne yaptım biliyor musun
Daha çok şarkı söyledim
Sigaraya yeniden başladım
Alışveriş yaptım gereksiz
Ne yaptım biliyor musun
Bol bol seyahat ettim
Hatta yalnızlık çektim
Pişman oldum, kimseye söylemedim
Yani sustum genelde
Bazende gülümsedim nazikçe
Dinlemediğim belli olmasın diye
Bitti buraya kadarmış dedim
Unuttum bile dedim
Avuttum kendimi sözde
Ama yinede akıyor gözyaşlarım
Islatıyor yastığımı
Seni özlediğim gecelerde


Dün akşam dolmuşla karşıya geçerken ipod'mda bi anda bu şarkı çaldı, o kadar garipki bir sürü duyguyu aynı anda hissettim. Başta İçim burkuldu, gözlerim doldu ama bi anda yüzümde bir tebessüm beliriverdi. Şarkıyı dinlerken asla eski sevgiliyi veya onun bi olayı hatırlamadım, belkide sadece bu hafta yaşadım olaydan dolayı böle olmuşumdur ama şarkı bir an için beni o kadar iyi hissettirdi ki, bunu da burda anlatim istedim. . .

27 Ocak 2009 Salı

Haluk Hoca'm

Hayatımda çok değer verdiğim biri vardı. Kendisini 2. babam görürdüm. Beni eski liseme bağlayan 2 insandan bir tanesiydi.  Okuldan ayrılana kadar 3 buçuk sene boyunca, okuldan ayrılmamam için beni zorladı, bazen problemlerim olduğu zaman beni bir çözüme kavuşturmak için hep çaba harcadı, veli toplantılarında annemin benden daraldığı zaman konuşmak için sığındığı tek insandı. Kendisi bir öğretmendi. 5 sene boyunca öğrencilerini hep kendi çocukları olarak gördü, hiç bir zaman evlenmedi. Tek hayali, sahil kenarında bir ev tutup sevdiklerini o evde toplamaktı ama hiç bi zaman bilemedim o hayalini gerçekleştirebildimi. İnadımdan dolayı ve mezun olamayacağımı bildiğim için onun tüm ısrarlarına rağmen onu dinlemedim ve okuldan ayrıldım, derken sevdiğim kişiyi ve haluk hocamı görmek için 1 ay kadar okula ziyarete gittim fakat bi süre sonra onu da kestim. Herşeye rağmen telefonla konuşmaya devam ettik. Üniversteyi kazandığımda, doğum günlerinde veya üzüntülü olduğum her zaman telefonlaştık; fakat bir süre sonra o da kesildi. En son bu yaz konuştum kendisiyle, bir daha da hiç denk gelmedik. Derken dün üzücü bir haber aldım. 49 yaşında kalp krizi geçirmiş . . . Bugün çok fazla vicdan azabı çektim kendimi çok suçladım keşke daha çok arasaydım, görseydim diye . . .  Ama şu anda biliyorumki her zamanki gibi gene mutlu olucak gittiği yerde ve öğrencileri onu asla yanlız bırakmicak, tıpkı bugünkü gibi . . .

18 Ocak 2009 Pazar

İyiki doğudum =)

17.01 doğum günümdü . . . kimileri doğum günlerinde '' amaaan doğum günü işte nolcak bir yemek yer , pasta keser bişeyler yaparız '' der ama bazıları da '' aman tanrım! doğum günüm yaklasşıyor, hemen bi program ayarlamalıyız'' der. Benim için doğum günüm herzamanki gibi cuma akşamı taksimde bi yer oturarak geçti ama önemli değil çünkü sevdiğim insanlar yanımdaydı. Doğum günlerinde gece dışarı çıkmaktan çok gelen telefonlar, mesajlar kısaca tebrikler hoşuma gidiyor, ee tabi bi de alınan hediyeler! pek çok arkadaşım buna '' ilgi manyaklığı '' yorumu getirdi. Belkide doğrudur. Hatta aslında bu hoşuma giden bi durum. Şımarıklığımın doruklarına çıkabiliyorum kimi zaman (: Allahımm keşke hep hergün benim doğum günüm olsaa!! =)) ahahahah

2 Ocak 2009 Cuma

Her Eğlence Birer İşkence (:

Dın dın dıınnn!! ve yılbaşı. . . Yılbaşlarındaki en büyük problemlerden bir tanesi genelde o gece ne yapılacağıdır. Bu sene değişiklik yapıp Sapanca'da bir arkadaşımızın evine gitmeye karar verdik; ne de olsa hem ucuz yollu, hem de fazla yorucu olmayacaktı. Hemen iki araba doluşup( normalde çıkmamız gereken saatten 4 saat kadar rötarlı) yola çıktık. Yaklaşık bütün benzicilerde mola vererek Sapancaya vardığımızda saat 21.30' u baya bir geçiyordu. Eh bi yere gidildiğinde problem çıkmazmı? O anki en büyük problemimiz açlıktı. Her kafadan bi ses çıka çıka Kırkpınar'da yemek yemek için gidilen yer bir DÜRÜMCÜYDÜ! Yılbaşı yemeğim at eti yemek korkusuyla kaşarlı pideden ibaretti! Ayrıca saatler geçiyordu yeni yıla yarım saat kala eve dönüldü. Arkadaşımızın, sitede iki tane evi vardı. Yaşam alanı olarak büyük ev seçildi. (nede olsa 13 kişinin küçük bir evde yaşaması intihar sebebi olabilirdi). Diğer evden eşyalarımızı almamız gerekiyordu. *Bütün kızların hayali dağ evinde olsakta topuklu ayakkabılarımzla güzel bi şekilde yeni yıla girmekti.* Evden bir kişi arabasının anahtarını verdi ve tabikide arabayı kullanırım diye ortaya balıklama atlayan kişi kimdi: BEN! Düz vites araba kullanmak benim neyime, heleki ilk defa gittim bi yerde, heleki düz vites araba kullanmasını tam olarak bilmiyorken. Ben, Pelin, Merve, Zelal arabaya bindik ve yola çıktık. Peki sonuç ne? Kaybolarak sitenin sonundaki kapkaranlık otoyola bakan çöp tarlasının önüne çıkıverdik. Tek çıkış yolu daracık yerden geri geri çıkabilmekti. Başarabildik mi? Tabikide hayır. Yeni yıla 10 dakika kala evden biri koşarak geldi ve bizi kurtardı ama güzel giyinmek hayali, mangal hayali gibi suya düşmüştü. En azından yeni yıla hep beraber kapıda nar kırarak mutlu bi şekilde girebildik. ( bu arada kapıda nar kırmak bereket demekmiş, Merve'nin taviyesiydi). Herneyse o saatten sonrasını anlatmama gerek yok; alkol, müzik, muhabbet bıdı bıdı vs.
Kimse sabah nerde yattığını kaçta uyuduğunu hatırlamazken evde bir ses, çığlık çığlıa:
- uyanın hadi sabah oldu, kaymaya gidiyoruz!
Güç bela herkes birbirini uyandırarak, tekrar yollara düştük. Rotamız bu defa Kartepe'ydi. Benim orda işim ne! zaten kaymıyorum hem uykum da vardı, kendimde değilim bu seferde karların arasındaydım. Ben, Pelin, Begüm dışındaki herkes kaymaya gitti ve biz yaklaşık 3 saat kadar soğuk karların arasında cafe'de oturduk. Artık can sıkıntısı en yüksek seviyesindeydi. Tek eğlencemiz bol karların arasına gidip, '' bu kışta karı yaşadık'' temalı resimler çekmekti. Soğuktan hiç bir yerimizi hissetmiyorken, tam esnada mantık sahibi bir insan '' hadi gidiyoruz '' dedi ve İstanbul için yola çıktık. Gerisi fasa fiso. Nede olsa evimdeydim artk!

Ps: Hemen bir kaç diyalog yazıyorum.


*

p: Merve garsona sorsana benim siparişimi almış mı?
m: Abiiiii!! abiiiiiii! abiiiiiiiiiiii!
p: Bağırmasana ya! Ayıp!! Onu bende yapabilirdim.

*

a: Ben kız arkadaşımı seviyorum! Pelin seni seviyorum! Merve Ertan seni seviyorum! ( bu sözler bütün gece ve ertesi günü 5623434 kez söylenmiş olabilir)

*

m: Acaba şu gölge yerde mi resim çeksek karların arasında.
p: Camdan çekelim kenimizi.
b: Yaaa! Bende resimde olmak istiyorum.
m: Ambiyans orda Ambiyans. Ambiyansta laf değil!

*

b: Biz her akşam evde yemek eşliğinde şarap içeriz kaliteli, o yuzden köpek öldüren beni hasta ediyor, sesim kısılıyor, uykumu getiriyor.
m : Pardon abi! Bi dahakine Şili şarabı içeriz.

Ve bıdı bıdı . . .